Yarım asırdır hayvan dolduruyor
İstanbul’da yaşayan 81 yaşındaki Ahmet Hamza yarım asrı aşkın bir süredir ölmüş hayvanları topluyor ve onları dolduruyor. Doldurduğu hayvanlar …
İstanbul’da yaşayan 81 yaşındaki Ahmet Hamza yarım asrı aşkın bir süredir ölmüş hayvanları topluyor ve onları dolduruyor. Doldurduğu hayvanlar arasında kanguru, timsah hatta leopar bile var.
Pendik’te yaşayan 81 yaşındaki Ahmet Hamza, tahnit sanatına 1970 yılında Bulgaristan’da hobi olarak başladı. 1989 yılında da ailesiyle göç ederek Türkiye’ye yerleşen Hamza, burada ölü hayvanları tahnit işlemi ile doldurmaya devam etti. 500 farklı türün olduğu, tam bin adet hayvana ev sahipliği yapan Doğa Bilim Müzesi’ni kuran Ahmet Hamza, ömrünü adadığı tahnit sanatını 50 yıldır aralıksız sürdürüyor.
Ahmet Hamza, tahnit sanatına nasıl başladığını anlattı:
* Burada gördüğünüz müze, Türkiye’de ilk Doğa Bilim Müzesi ve Kültür Bakanlığı’ndan resmi onaylanmış tek kültür müzesidir. Bu hayvanları Bulgaristan’da veteriner teknisyeniyken bin tane inek ile bir çiftlikte yaptım. Öyle başladım. Hayvan bulmak zor bir şey. Avcılar ava gittikten sonra tavşan, bıldırcın, kekik, ördek ne vursalar birer tane de bana getirdi. Onları içeriden boşaltıp etini de onlara verdim, derisi de bana kaldı. Hayvanın içini boşalttıktan sonra deri ilaçlama işlemi var. Tüyleri dökülmesin, kokmasın diye. Deriyi ilaçlıyorsun. Ondan sonra kafatasını iyice boşalttıktan sonra suni olarak çeşit çeşit boncuk gözler konduktan sonra, pamuk dolgu yapılıyor. Dolgu yaptıktan sonra dikişi yapılıyor. Ondan sonra hayvanın duruş pozisyonunu veriyorsun.
“500 ÇEŞİT HAYVANLA BERABER YAŞADIM”
* 500 çeşit, bin tane hayvan ile evimde 20 sene yaşadım. Sonra bir iki tane yatak odası boşalttık. Evde koyacak yer kalmadıktan sonra çıktık yola. Müze kurmak için çok uzun yol hikayesi var. Hayvan bulmak, yapmak çok kolaymış. Müze kurmak daha zor. Gelen giden oluyor. Çocuklar seviniyorlar, bağırıyorlar. Bazıları diyorlar ki amca sen buraya hayvan seslerini de versene. Öğrenciler geldiğinde hayvan sesi çıkarıyorlar. Bağırıyorlar, çıldırıyorlar. Bu da bizi mutlu ediyor. Şimdi burada 500 çeşit hayvan var. Tavşandan, leopara, çıtaya kadar, dev 100 yaşında kaplumbağalar, onlarca çeşit maymunlar var. Bu insanların yüzde 90’ının görmediği hayvanlar. Bizim ülkemizde bunlar yaşamayan hayvanlar. Bu hayvanlar hep hayvanat bahçesinde yurt dışından gelmiş. Amerika’dan, Avusturya’dan kangurular var. Leopar var, çita var.