Stresli yaşam donuk omuz sendromunu tetikliyor
Donuk omuz sendromunun, omuz ekleminde meydana gelen sertlik ve ağrı ile belirti verdiğini dile getiren Medical Park Tarsus Hastanesi Fizik …
Donuk omuz sendromunun, omuz ekleminde meydana gelen sertlik ve ağrı ile belirti verdiğini dile getiren Medical Park Tarsus Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Kliniği’nden Uzm. Dr. Emine Bukan Arıca, “Yaşam kalitesini ileri derecede bozabilen, kişinin hareketlerini kısıtlayabilen veya ağrı semptomlarıyla kendini gösteren donuk omuz sendromu, ciddi bir sağlık problemidir. Omuz eklem kapsülünün daralması, kalınlaşması, iltihaplanması ve eklem içi sıvının azalmasına bağlı olarak eklem hareketinin sınırlanması sonucunda meydana gelir” dedi.
Omzun üst kol (humerus), kürek kemiği ve köprücük kemiği adı verilen üç kemikten oluştuğunu ifade eden Medical Park Tarsus Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Kliniği’nden Uzm. Dr. Emine Bukan Arıca, omuz eklemini çevreleyen ve her şeyi bir arada tutan dokuya da omuz kapsülü denildiğini vurguladı.
DÜZELMESİ 3 YILI BULABİLİR
Yapışkan kapsülit ya da adezif kapsülit olarak da bilinen donuk omuzun, omuz ekleminde meydana gelen sertlik ve ağrı ile karakterize bir durum olduğunu dile getiren Uzm. Dr. Arıca, şu bilgileri paylaştı:
“Yaşam kalitesini ileri derecede bozabilen, kişinin hareketlerini kısıtlayabilen veya ağrı semptomlarıyla kendini gösteren donuk omuz sendromu, ciddi bir sağlık problemidir. Omuz eklem kapsülünün daralması, kalınlaşması, iltihaplanması ve eklem içi sıvının azalmasına bağlı olarak eklem hareketinin sınırlanması sonucunda meydana gelir. Donmuş omuz ve kapsül o kadar kalın ve sıkı hale bürünür ki hareket etmesi güçleşir. Yara dokusu bantları oluşur ve eklemi kayganlaştıran sıvı azalır. Bu da kişinin hareket kabiliyetini sınırlandırır. Belirtiler tipik olarak yavaş yavaş başlar, zamanla kötüleşir ve sonrasında 1 ila 3 yıllık bir süre zarfında düzelir. Çoğunlukla tek omuzda rastlansa da, her iki omuzda da görülen vakalar mevcuttur.”
DÜŞME YA DA ÇARPMA SONUCU OLUŞABİLİR
Donuk omuz sendromunun çeşitli nedenlere bağlı olarak meydana gelebileceğini fakat çoğu vakada altta yatan sebebin bilinmediğini ifade eden Uzm. Dr. Arıca, şunları söyledi:
“Omuz eklemini oluşturan kemikler, bağlar ve tendonlar bir bağ dokusu kapsülü içerisinde yer alır. Donuk omuz, kapsül omuz eklemi etrafında kalınlaşıp sıkılaşarak hareketini kısıtladığında ortaya çıkar. Omuz ekleminin uzun bir süre hareketsiz kalmasına sebep olan rahatsızlıklar, düşme ya da çarpma gibi durumların ardından gelişebilir. Ayrıca omuzda yaşanan kireçlenme, omuz sıkışma sendromu, kas- tendon yırtıkları, iltihaplı romatizmalar, şeker hastalığı, tiroit problemleri, kolesterol yüksekliği, kalp problemleri, kadınlarda görülen meme hastalıkları da donuk omuz sendromunu tetikleyebilir. Günümüzde donuk omuz sendromu vakalarının çoğu genellikle yoğun stres altında olan kişilerdir.”
RİSK FAKTÖRLERİ GÖZ ARDI EDİLMEMELİ
Bazı faktörlerin donuk omuz geliştirme ihtimalini artırabileceğini belirten Uzm. Dr. Arıca, bunları şöyle sıraladı:
Yaş ve cinsiyet: 40 yaş üstü kişilerin donuk omuz olma olasılığı daha fazladır.
Hareketsizlik: Uzun süreli hareketsizlik ya da omuz hareketliliği azalmış kişilerde donuk omuz sendromu gelişme riski daha yüksektir. Hareketsizlik durumu ise rotator (döndürücü) manşet yaralanması, kırık kol, inme, ameliyat sonrası süreçlere bağlı olarak gelişebilir. En yaygın nedenleri, omuz yaralanması, kırık kol veya felç sonrası hareketsizliktir. Kişi, omzu hareket ettirmeyi güçleştiren bir rahatsızlık geçirmiş ise omuz eklemlerindeki hareketi korumak amacıyla yapabileceği egzersizler için bir doktora danışması gerekir.
Sistemik hastalıklar: Diyabet, hipertiroidizm, tüberküloz, parkinson, kalp ve damar hastalıkları rahatsızlıklar donuk omuz sendromu riskini artırır.
DONUK OMZUN 3 AŞAMASI
Donuk omuz sendromunun belirtilerinin, omzu hareket ettirmeyi zorlaştıran ağrı ve sertlikle gözlemlenebileceğini ifade eden Uzm. Dr. Arıca, ağrıların geceleri daha şiddetli olabileceğini ve uyku düzenini bozabileceğini söyledi.
Donuk omuz sendromunun yavaş ve birkaç ay sürebilecek 3 aşamada gerçekleşebileceğini dile getiren Uzm. Dr. Arıca, bu aşamalar hakkında şu bilgileri aktardı:
- Yangı aşaması: Omuzun herhangi bir hareketi ağrıya neden olabilir ve omzun hareket açıklığında sınırlanma meydana gelebilir. Yavaş yavaş kötüleşir ve geceleri daha fazla ağrıya sebebiyet verebilir. Bu aşama 6 ila 9 ay arasında sürebilmektedir.
- Donma aşaması: Bu aşamada ağrı azalmaya başlayabilir. Ancak omuz sertleşir ve onu kullanmak daha zor hale gelir. Omzu hareket ettirmek güçleştiği için kıyafet değiştirmek, banyo yapmak gibi günlük aktiviteleri yerine getirmek de zorlaşabilir. Bu aşama 4 ila 12 ay arasında sürebilmektedir.
- Çözülme aşaması: Omuzdaki hareket açıklığı iyileşmeye başlar. Bu aşama 6 aydan 2 yıla kadar sürebilmektedir.
40 İLA 65 YAŞ ARALIĞINDA DİKKAT EDİLMELİ
Donuk omuz sendromunun 40 ila 65 yaş aralığında daha yaygın olarak görüldüğünü söyleyen Uzm. Dr. Arıca, “Kadınlarda erkeklere kıyasla daha fazla vakaya rastlanmaktadır. Eğer bir omuzda donukluk mevcutsa diğer tarafta da görülme oranı yaklaşık olarak yüzde 30 artar” dedi.
HAREKET YETENEĞİ GERİ GELEBİLİR
Donuk omuz sendromu tedavisiningenellikle omuz ağrısının kontrol altına alınmasını ve omuzda mümkün olduğunca fazla hareket açıklığının korunmasını içerdiğini belirten Uzm. Dr. Arıca, “Birçok donuk omuz sendromu vakasında, hareket yeteneğinin tümüyle geri gelmesi mümkündür. Ancak bu uzun bir süreçtir. Donuk omuz sendromu hastalığı genellikle 12 ila 18 ay içerisinde kendiliğinden iyileşebilir, fakat yine de donuk omuz sendromu tedavisinde hastaların bu süreci daha kolay atlatmasına yardımcı olur” diye söyledi.
İLAÇLAR VE TERAPİYLE TEDAVİ EDİLEBİLİR
Uzm. Dr. Arıca, donuk omuz sendromu tedavisinde kullanılan bazı yöntemleri ise şöyle sıraladı:
İlaçlar: Doktorun önereceği bazı ilaçlar, donuk omuz sendromuyla ilgili gelişen ağrı ve iltihabın azalmasına yardımcı olabilir.
Terapi: Fizik tedavi uzmanı eşliğinde omuzdaki hareketliliği artırmak amacıyla hareket açıklığı egzersizleri yapılabilir. Bu egzersizleri yapmak hareket kabiliyetinin iyileşmesini optimize etmek için oldukça mühimdir.
CERRAHİ VE DİĞER PROSEDÜRLER
Uzm. Dr. Arıca, kalıcı belirtileri kontrol altına alabilmek için aşağıdaki tedavilerin de uygulanabileceğini söyledi:
Enjeksiyonlar: Omuz eklemine enjekte edilen bazı ilaçların aracılığıyla ağrıların azalması ve omuz hareketliliğinin artması amaçlanır.
Eklem gerginliği: Eklem kapsülüne steril su enjekte edilmesi, eklemi hareket ettirmeyi kolaylaştırabilir.
Omuz manipülasyonu: Bu prosedür gereği alınan anesteziden dolayı ağrı hissetmezsiniz. Doktor gerilmiş dokuyu hafifletmek amacıyla omuz eklemini farklı yönlere hareket ettirir. Ancak artroskopik cerrahi ortaya çıktıktan sonra çok nadiren yapılması tercih edilmektedir. Çünkü artan bir komplikasyon riski barındırıyor.
Ameliyat: Donuk omuz sendromu ameliyatı çok nadiren yapılır. Uygulanan tedaviler çözüm olmadıysa, doktorunuz yara dokusunu ve yapışıklıkları omuz ekleminden çıkarmak için ameliyat önerebilir. Bu (artroskopik) ameliyatta eklemin etrafında açılan küçük kesilerden ilgili bölgeye ulaşan artroskopik ameliyat aletleri kullanılır. Ameliyat sonrası rehabilitasyon mutlaka yapılmalıdır.
Fizik tedavi: Genellikle ameliyatın ertesi günü başlamaktadır. Hekim hastaya yapacağı egzersizleri anlatır ve hasta hareketleri uygulamaya başlar. Asıl amaç hastanın omuz ekleminin hareket kabiliyetini tam manasıyla kazanmasıdır.
TEDAVİ OLMAZSA AĞRILAR 10 YIL SÜREBİLİR
Tedavi olmayan vakalarda hastalığın 2 ila 10 yıl süresince devam edebileceğini vurgulayan Uzm. Dr. Arıca, “Hastaların çoğunda harekette kısıtlılık meydana gelmekte ve hasta sekel kalmaktadır. Hareket kısıtlılığının yaşandığı tedavi edilmeyen vakaların ileri dönemlerinde omuz eklem kısıtlaması meydana gelebilir” şeklinde konuştu.
SICAK YA DA SOĞUK SU UYGULANABİLİR
Ağrıları ve hareket aralığı sınırlarını göz önüne alıp, omuz ve kol bölgesini mümkün olduğu derecede kullanmaya özen gösterilebileceğine değinen Uzm. Dr. Arıca, omuza sıcak ya da soğuk uygulamanın, ağrının hafiflemesine destek olabileceğini belirtti. Uzm. Dr. Arıca, tedavide akupunktur ve Transkutanöz Elektriksel Sinir Stimülasyonu (TENS) gibi tamamlayıcı tıp yöntemlerinin de kullanılabileceğini sözlerine ekledi.
Kaynak: –