Stresin vücudumuza 17 kötü etkisi
Stres, insanoğlunun bugünlere sağ salim gelmesinde çok önemli bir faktör. Stresin yanıtı sayesinde vahşi hayvanlara yem olmadan kaçabildik ve bugünlere geldik. Artık ormanlarda veya dağlarda ayılardan kaçmıyoruz ama şehirde yaşamanın, insanlarla birlikte çalışmanın, trafikle boğuşmanın ve her gün bizden daha fazlasını talep eden modern hayatla başa çıkmanın etkileri en az bizi kovalayan hayvanlar kadar güçlü. Atalarımız tehlikelerle nadiren karşılaşırken, günümüzde biz her an vücudumuzda stres yanıtına neden olacak olaylarla karşılaşıyoruz. İşte tepeden tırnağa stresin vücudumuza 17 kötü etkisi…
İnsan vücudu stresli bir durum veya tehlike karşısında kavga et veya kaç yanıtı (savaş-kaç, savaş-sıvış, fight-flight yanıtı olarak da bilinir) verir. Stres yanıtı devreye girince; stres hormonu kortizol ve adrenalin yükselir, nefes alıp-verme sıklaşır, kalp daha hızlı çarpar, kan basıncı yükselir, kandaki şeker düzeyleri artar, kaslara kan pompalanır, sindirim yavaşlar, bağışıklık sistemi rölantiye alınır; karşımızdaki tehlikeyle savaşabilmek veya kaçabilmek için tüm imkanlar seferber edilir. Normal koşullarda, bu reaksiyon meydana geldikten 1 saat sonra her şey eskisi gibi olur. Ama bozuk musluktan damlayan damlalar gibi, günlük kronik streslerin ardı arkası kesilmez, stres cevabı bir türlü normale dönemez ve sonunda bizi hasta eder. Peki, stres vücudumuzda ne gibi negatif etkiler yaratır? Gelin birlikte bakalım.
Her daim sinirli oluruz, olura olmaza daha kolay sinirlenir, bir türlü sakinleşemeyiz
Stres hormonu kortizol ve adrenalin uzun vadede beynimizi, beyin hücrelerimizi ve hücreler arasındaki iletişimi bozar; sükunet merkezleri devre dışı kalır; panik merkezleri hakimiyeti ele geçirir. Soğukkanlı düşünemeyiz, küçücük stresler karşısında köpürür, bir türlü aradığımız dinginliğe kavuşamayız.
Kalbimiz dinlenmeden dörtnala koşar
Adrenalin etkisi altında hem kalbimiz daha sık çarpar, çarpıntı olur; hem de kan basıncı yükseldiği için kalbimiz daha kuvvetle kasılır. Durmaksızın yüksek eforla ve normalden çok çalışsanız nasıl yorulursanız; kalbiniz de aynı şekilde yorulur. Bu da uzun vadede pek çok kalp damar hastalığına zemin hazırlar, kalp krizi riskini artırır.
Ruh sağlığımız bozulur
Kronik stres yanıtı beyindeki panik merkezlerini devamlı iş başında tutarken, aynı zaman da enflamasyona neden olur. Buna stres altındayken yediğimiz abur cubur da eklenince yaygın enflamasyon oluşur; depresyon ve kaygı bozukluğuna eğilimimiz artar.
Kaslarımız ağrır
Devamlı harekete hazır halde bekleyen kaslar, bir süre sonra yorulur, kasılır, sertleşir ve doğal olarak ağrımaya başlar. Masa başı çalışanlarda ilk ve en çok ağrıyan kaslar boyun ve üst sırt kaslarıdır, ikinci sırada bel kasları yer alır.
Başımız ağrır
Stres yanıtı ve neden olduğu enflamasyon, kas ağrıları ve yüksek tansiyon; hepsi el ele vererek hem migren hem de gerilim tipi baş ağrılarını artırır.
Güzel bir uyku hayal olur
Mışıl mışıl uyurken ayılardan kaçmamız mümkün olamayacağı için, stres hormonları kanımızda dolaşırken güzel ve doyurucu bir uyku uyumak neredeyse imkansızlaşır. Yorgunluktan sızıp kalsanız bile, gece boyunca uyanırsınız, sabahları da turşu gibi uyanırsınız.
Midemiz yanar
Stresin altında midemizde salgılanan HCL asit miktarı artar, midede yanma, reflü, ses kısıklığı olur; uzun vadede gastrit ve ülser gelişir.
Bağırsaklarımız bozulur
Stres bağırsaklarımızın işleyişini bozarak bizi ishal ya da kabız yapar, bağırsak içi bakterilerimizin dengesini bozar, bir de üstüne bağırsak geçirgenliğini artırır. Ayrıca irritabl bağırsak sendromu gibi hastalıklara zemin hazırlar, yediğimiz içtiğimiz her şey bize gaz ve hazımsızlık yapmaya başlar.
Yatak odasında işler ters gider
Stres hormonu kortizolün devamlı yüksek olması bir yandan cinsel isteksizliğe yol açarken, bir yandan da erektil disfonksiyona (iktidarsızlığa) yol açar.
Dakika başı nezle grip oluruz
Bağışıklık sistemi baskılanınca ufak tefek sıradan mikroplarla savaşamayız, devamlı hasta oluruz. Gribal bir enfeksiyona yakalandığımızda ise hastalık hem ağır geçer, hem uzun sürer, geçince de bir türlü toparlanamayız.
Saçlarımız dökülür
Bizden önceki jenerasyonlara göre çağımızda saç dökülmesi daha erken başlıyor, daha belirgin seyrediyor. Bunun en önemli nedenlerinden birisi maalesef günümüzün bitmeyen stresleri.
Cildimiz yaşlanır
Fazla ve devamlı stres hem cilt altı bağ dokumuzu zayıflatır, hem hücrelerimizi yaşlandırır. Cildimiz hem sarkar , hem de kırış kırış olur
Biz yaşlanırız
Fazla stres sonucu cildimiz gibi organlarımız ve beynimiz de hızlı yaşlanır, yaşam beklentimiz düşer.
Kan şekerimiz bir türlü düşmez
Savaşmamız veya kaçmamız için tüm enerji kaynakları seferber edildiği için, kan şekerimiz hep yüksek kalır, yemeklerden sonra daha da yükselir, düşmesi gerektiği zamanlarda da düşmez.
Belimiz kalınlaşır
Stres yanıtı yaygın enflamasyona, bağırsak geçirgenliğinde artışa ve kan şekerinin yüksek seyretmesine yol açar; bunların hepsi abdominal obeziteye neden olarak bizi beli kalın ve göbekli yapar.
Adet düzensizliği gelişir
Aşırı ve kronik stresi, aylık hormon dengelerini etkileyerek adet düzensizliğine neden olduğu biliniyor, stres miktarının artışıyla birlikte adetler tümüyle de durabilir.
Telomerlerimiz küçülür
Hücrelerin bölünmesinin devamı için elzem olan telomerler ve onları tamir eden telomeraz enzimi strese çok duyarlıdır ve kronik stres altında hücreler çabuk yaşlanır ve ölürler.
Bütün bunlar da yüksek tansiyon, kalp hastalığı, tip II diyabet, metabolik sendrom, migren, gerilim tipi baş ağrısı, fibromiyalji, kronik yorgunluk sendromu, depresyon, anksiyete olarak bize döner; olduğumuzdan en az 10 yaş daha yaşlı görünmememize neden olur.
Görsel kaynaklar;
- NY Times
- Ohhhkaye
- Gravity Flow
Stresin vücudumuza 17 kötü etkisi…
Dr. Banu Taşçı Fresko
Sinir sistemini güçlendirici öneriler, ağrısız bir yaşam ve migrenle mücadele için Beynini Doğru Besle kitabıma bakabilir, bana www.banutascifresko.com üzerinden ulaşabilirsiniz.